30 Mayıs 2010 Pazar

Dragon Age: Origins

Dragon Age: Origins ekran görüntüsü

Baldur's Gate Elektronik Boutique darmadağın raflardan koparıp sıkıca göğsüme yapıştı. Babamı evine her hafta sonu ziyaret Ben Deniz Swords ve barış geri görevimi kolaylaşan sadece onun cayır cayır yanan hızlı 233 MHz PC yararlanmak için aşağıdaki birkaç ay geçirdim. modern güne Hızlı ileri ve ben yardım edemem ama benim monolitik iBuyPower Oyun PC içine Dragon Age DVD slip önce tereddüt.

Başlık My tek gerçek poz Microsoft'un aşırı kalabalık E3 basın toplantısında bir Marilyn Manson-infüzyon römork vardı; aklımda öncesi işgal uyku eksikliği ve overpriced kongre börek benim mide reddetmesi gerçekleşti. fantasy RPG sıkıca inanılmaz geeky çocukluk (Ben bir zamanlar sahip isterseniz benim değerli, okumak ve yeniden resmi Baldur's Gate 2 okuyun: Shadow's Amn roman in, Bhaal aşkına) orada oyulmuş's BioWare's olağanüstü destansı çizgi ile yadsınamaz olduğunu , aklımı, Dragon Age en azından: Origins bol kadar yaşaması gerekiyordu. Ama Dragon Age çok aracılığıyla oynadıktan sonra, belli ki BioWare tekrar RPG altın vuran's. Bu fantastik bir başlık, kişinin o yaşamlarını daha yukarı inanılmaz yüksek bar, şirketin zaten sadece kendisi için belirlenen, ancak bir bütün olarak tarz için.
Dragon Age: Origins başlar birçok tipik Batı rol deneyimleri olduğu gibi: benzersiz bir oyuncu avatar oluşturulması ile. Bu düzenli olarak birkaç önceden ayarlanmış bir karakter aracılığıyla lanetleme oluşacak durumlarda, bir renk paleti seçip birkaç nitelik ve beceri puan ile tüm yuvarlama şablonlar, Dragon Age için de bir kökeni seçerek daha kişisel bir yaklaşım almak oyuncular sorar senin karakter. Tabii, hepimiz: Eğer, bir yetiştirme pick önce birkaç bonus ikramiyesiz metin ve atlama ne olursa olsun benim arka plan açılmak istiyorsunuz aynı işlemi sağ içine bağlı olsun yaptık? Pek değil. Bir şehirde elf ve çevik ayakkabı içine benim ilk playthrough için Stepping Yakında vahşeti, yoksulluk ve ayrımcılık benim sivri kulaklı kahramanı günlük katlanmak zorunda kaldı tanıtıldı. İki saat sonra, ben, yakın arkadaşları yapmış, sevdiklerini kaybetmiş olanlar ikinci sınıf vatandaş gibi benim gibi muamele cesaret edemez ve despot yönetimine karşı intikam sözü verdi. Sadece ben Duncan Grey müdürleri tarafından yaklaştı ve Darkspawn yıkım karşı savaşa katılmak istedi o beni şafak yaptı: oyun bile henüz başlamamıştı oldu! o kendi izleyici çeker geldiğinde BioWare giderleri tutucu bilinen hiç bir benzersiz ve irfan düşündürücü ve Dragon Age istisna değildir.

Dragon Age: Origins

Ferelden yaşayan, krallık kendi ayrı vatandaşlarının, gümrük, dinler ve efsaneler dolu nefes alıyor. aynı "kılıç, ejderha ve zindanlarda paylaşabilir bile" çok fantastik maceralar, Dragon Age: Origins dışında kitlelerden kendi benzersiz karakter tanımlama ortamları ile tamamen benzersiz bir deneyim olarak hemen hemen her fırsatta kendini ayarlar bilinen yüzey. Orzammar in harika Cüce şehre Lothering savaş parçalanmış sığınak, ben sürekli şaşırmış dikkat tarafından oyunun etkileyici mimarlık ve tasarım detay götürüldü. o rahat bir barda, sahne her paçavra gotik kuleler veya ticaret hikayeler yayılan aracılığıyla trekking olsun oyunun inanılmaz zengin dünyaya, özellikle de size oyun boyunca ilerleme sen nasıl böyle bir etki yapabilir verilen katkıda bulunur.
Dragon Age: Origins sert türün hayranları için alışık olmak gerekir tipik bir RPG arayüzü sahiptir. Oyunun toplu bir üçüncü kişi sokak görünümü Eski Cumhuriyet Şövalyeleri benzer dan oynanır, ama oyuncular da seçenek her zaman daha geleneksel havai görüntülemek için çekmek için verilmiştir. Savaş, Dragon Age of büyükçe bir bölümünü oluşturan oyuncular olacak at parti her üyesi, mikro-her biri, büyüler ve meraklıları için özel saldırıları atayarak savaşçı yönetmek dan atlayabilmesidir sıra tabanlı olaydır. duraklatmak için seçenek savaşlar, harita ve daha iyi arsa dışında bir strateji basit ama çok değerli yetenek ve oyuncuları partinin yıldız AI için angajman çeşitli kurallar kurmanızı sağlar oyunun Taktikler seçenekleri, hatta daha etkili sayesinde döndürün. Kamera biraz darmadağın aşağı daha heyecanlı savaşlar sırasında alabilir ve oyunun ödüllendirici ile birleştiğinde, ama zaman zaman sinir bozucu zorluk sivri, ben inanılmaz kadar ilgi olarak (elvenly?) Her minör faktör ve görülmesi mümkün olan insanca ödemek için önemli bulundu benim sayısız çatışmalar. zaman zaman haksız üzerinde karşılaştığında yapabilirsiniz sınır iken, sadece çok daha zaman işten çıkarmak veya bir oyun nefis acımasız bitirenler ile bir düşman içini temizlemek sevindirici senin zaferler yapar.

Nerdeyse Dragon Age: Origins neler sunabileceği yüzeyinde çizik gibiyim Re-ne burada yazdım okuma, dürüstçe, hissediyorum ve bir bakıma, ben memnunum çok fazla uzağa veremiyoruz üzereyim . Dragon Age başından sonuna kadar muhteşem bir deneyim olduğunu ve seçimlerin çok büyük miktarda yapmak ile, şehirler, zindanlar, NPCs ile bulmak için hazine etkileşime tarama, araştırıyor tamamlamak ve master için el sanatları ziyaret etmek için, ben çok emin hissediyorum Bu Dragon Age: Origins, bir şüphe olmadan söyleyerek, bir benim Infinity Engine günlerinden beri yaşadığınız en eğlenceli ve sürükleyici RPG deneyim. BioWare ve emin fantezi ve macera taraftar dünyada ile rezonansa etmek unutulmaz bir fantezi dünyasına Dragon Age ile muhteşem bir yolculuk hazırlanmış bulunmaktadır.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Half Life 2 Provenance Hilesi

Trainerı çalıştırın ve oyuna girin. Oyun anında belitilen tuşlara basın.
NUMPAD1 - Sınırsız Sağlık
NUMPAD2 - Sınırsız Zırh
NUMPAD3 - Sınırsız Dayanıklılık
NUMPAD4 - Sınırsız Fener Süresi
NUMPAD5 - Sınırsız Şarjör
NUMPAD6 - Mermi değiştirmenize gerek kalmaz
NUMPAD7 - Süper Hız
NUMPAD8 - Slow Motion
NUMPAD9 - Normal Hız

Not: Oyunun 1.0.0.0 versiyonu ile uyumludur, her versiyonunda çalışmayabilir.


Traineri aşağıdaki adresten indirebilirsiniz
http://hotfile.com/dl/45421437/7174704/hl2hilesi.zip.html

28 Mayıs 2010 Cuma

Red Dead Redemption

Rockstar Games tarafından 3-person shooter ve takip 2004 oyun, Red Dead Revolver olduğunu. RDR Batılı bir destan, 20. yüzyılın başında set kanunsuz ve kaotik verimsiz topraklar hükümetin genişleyen ulaşmak ve Sanayi Yaş yayılmasına yol vermeye başlamıştır. eski kanun kaçağı, John Marston, Red Dead Redemption hikayesi Amerikan sınırını geçerek büyük bir maceraya oyuncular alır. Red Dead Redemption oyuncu için, sınır şehirleri de dahil olmak üzere keşfetmek için, ve haddeleme prairies yaban hayatı ile iç içedir bir açık dünya çevre özellikleri tehlikeli dağ geçer. Yol boyunca, oyuncular, silahlı çatışmalar ve savaşlar ısı deneyimi benzersiz karakter ev sahibi, dünyanın geri kalan son wildernesses of acımasızlığına karşı mücadele karşılamak ve nihayetinde Wild ölümü hakkında epik bir öykü üzerinden kendi tehlikeli yolu seçmek Batı ve meskun gunslingers.



25 Mayıs 2010 Salı

Killzone 3′den müjde

killzone 3
PS3 çılgınlarının tutkulu oyunu olan Killzone,’nin yeni adayının sonunda dumanı gözükdü…
Amerika’nın ünlü oyun dergisi GamePro, tarafından yakın takibe alınan Killzone 3′te bizi şaşırtıcak yeniliklerle karışılaşıcaz. Şuan oyundaen yeni özelliklerden biri jetpack olucak. Bu cihaz sayesinde daha fazla zıplama özelliği ve daha hızlı hareket edebilme özelliği bize eklenmiş olucak . Killzone 3′deki diğer dikkat çekici silahıysa 3D destekli bir silah olacak. Üç boyutlu gözlük ve televizyon desteği üzerinde çalışan yapımcılar, bu sayede oyunculara daha fazla zevk yaşatacakları hatta resmen oyunun içindeymiş gibisine his sağlayacaklarına eminim. Oyundaki silahlı çatışma sisteminde farklı bir değişiklik olmayacak ama silah kategorisine yeni silahlar eklenecek. Duyurulan ilk yeni silah olan Wasp, roket fırlatma görevini görücek ve düşmanarınıza büyük hasar vermenizi sağlıyacak. Ve Killzone 3′teki bölümlerin, diğer serilerine nazaran çok daha büyük ve görkemli olucağı duyruldu.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Tomb Raider Legend ( Oyun Tam Çözüm ) (1. ve 2.bölüm)

Lara Croft güzel grafikler ve tamamen yenilenmiş kontrollerle aramıza döndü. İlk 10 dakikanızın bu güzellikleri izlemekle geçeceğine eminim. Oyun menüsü gayet sade hazırlanmış. Oyun bölümlerinde belli sayıda altın, gümüş ve bronz bonuslar veriliyor. Bu bonuslarla birçok ekstraları açacaksınız. Yerlerini detaylı olarak yazdım. Kullanabildiğimiz ekipmanlar arasında Manyetik Kanca (Magnetic Grappel), Çok Yönlü Dürbün (Binoculars), PDA cihazımız ve çeşitli silahlar var. Pistoller her zaman ki gibi demirbaş. Shotgunları ve diğer makinalı silahları seçebiliyoruz ve elimizde en fazla 2 silah bulundurabiliyoruz. Yön çubuklarına aydınlatma cihazı (PLS), sağlık paketi, dürbün ve ikinci silah seçimi yerleştirilmiş. Sağlık paketlerinden en fazla 3 adet bulundurabiliyoruz. Ayrıca üzerimize 4 tane bomba alabiliyoruz. Oyun XBox’ta oynanmış olup, Adventurer Medium (orta) seviyesinde tam çözüm hazırlanmıştır. Croft Manor’un tüm ayrıntısını, yazının son bölümünde bulabilirsiniz.
İpuçları


1- Takıldığınız yerlerde sağ çubuğa basarak dürbün görüşüne geçin ve Y tuşu ile RAD modu seçin. Etrafa dikkatlice bakınca etkileşime girebileceğiniz nesneleri göreceksiniz. Size ipucu veren bu görüş modunda nesneler yanıp sönüyor. Bunlar genelde hareketli kayalar, manyetik kancanızla çekilmesi gereken objeler ve kutular olarak karşınıza çıkacak.
2- Bulmacalarla uğraşırken Lara’nın baktığı taraflara dikkat edin. Ekstra bonusları ve etkileşime gireceğiniz objeleri bulabilirsiniz.
3- Sağ analog kola basınca, silahı yakın plan görüş açısına getiriyoruz. İstediğiniz hedefi seçip ateş edebiliriz.
4- Oyun kısa olduğu için tavsiyem, bölümleri çok iyi gezin ve araştırma yapın.
5- Düşmanlarınızla silahlı çatışmaya girdiğinizde patlayan nesnelere ateş edin. Genelde aksiyon sırasında bu patlayan nesnelerin üzerinde hangi tuşa basacağınız yazıyor.
6- Motosikletli bölümler hoşunuza gidecektir. Sağlık paketimiz üç tane ile sınırlı olduğu için, gözünüz yollarda kırmızı sağlık paketi arasın.
7-Croft Malikânesi (Croft Manor) çok güzel ve detaylı hazırlanmış. Eski Tomb Raider oyunlarından tanıdığımız bu kısım Lara’nın yaşadığı yer. Buradaki yan karakterlerde Lara ile devamlı irtibat halinde. Birçok gizleri ve bonusları açığa çıkarmanız gerekecek.
1. BÖLÜM
BOLIVIA – Twanaku
Biraz ilerleyin ve sol taraftaki aralığa girerek ilk Bronz Bıçak Sembolü(1) (Knife Bronze) alın. Akarsuyun üzerindeki kayaya çıkıp, karşıya atlayın. Ekran size tuşlar konusunda yol gösterecek. Karşı taraftaki aralıktan Bronz Bıçak Sembolünü (2) alabilirsiniz. Yerdeki taşlara tekme atıp suya düşürün. Şelalenin döküldüğü suyun içine girin ve karşı tarafa geçin. Yukarı çıktıktan sonra Ekibinizle kontak kuracaksınız. Sağ çubuğa basarak dürbün görüşüne geçin. L ve R tuşları ile Zoom yapıyoruz. Y tuşuna basınca RAD moda geçeceğiz. Etkileşime girmemiz gereken objeler yanıp sönüyor. Önünüzdeki kayayı aşağı itip düşürdükten sonra, karşıya atlayın. Sarmaşıklara tırmanıp sağ taraftaki alana atlayın. İpe doğru iyice yanaşın ve zıplayarak ipi tutun. Lara’yı sola doğru döndürün ve mağaranın girişine atlayın. Sol çubuğa basın ve ışığı yakarak ilerleyin. Buradaki Gümüş Bıçak Sembolünü (1) sizin olacak. Aşağı inin ve mağaranın çıkışına gelerek, karşı tarafa atlayın. Üst taraftaki çıkıntıya tutunun ve ilerleyerek şelalenin üzerindeki kayaya atlayın. Yukarı taraftan büyük bir kaya parçası hareket edecek. Hemen sağınıza yanışın. Bir miktar yürüdükten sonra sağ taraftaki kayanın üzerine çıkın ve gerili olan dala atlayın. Sonra kısa olana atlayın, oradan da karşı taraftaki çıkıntıya ulaşın. Çıkıntıya yanlamasına atlayarak yukarı çıkın. İlk düşmanınızı silahınızla vurabilirsiniz. Biraz ilerde sol tarafta Bronz Bıçak Sembolünü (3) alın. Yerdeki ağacın üzerine çıkarak taş platforma atlayın. Kayayı iterek aşağı düşürdüğünüzde, diğer taraf yükselecek. Aşağı inin ve bu dala tutunarak karşıya atlayın. Manyetik kancanız ile yolunuzu kapatan resimli taş levhayı çekin. İki askeri öldürdükten sonra, şelalenin döküldüğü yerde bulunan kayanın üzerine çıkarak, yukarıya ulaşın. Tutunduğunuz çıkıntı kırılıyor. Bu yüzden Y tuşuna basıp daha çabuk hareket edin ve arka taraftaki çubuğu atlayın. Çıkıntıları geçtikten sonra yukarıya çıkın. Şelale tarafındaki ipe atlayarak karşı tarafa geçin. Sol taraftaki yerde Bronz Bıçak Sembolünü (4) olacak. Diğer tarafa yürüyün. Duvarda bulunan iki çubuğu kullanarak karşıya atlayın. Askeri vurduktan sonra, yukarı kısımdaki taş levhaya kancanızı atın ve sallanarak karşıya ulaşın. Sol tarafta Bronz Bıçak Sembolünü (5) olacak. Yukarıda olduğu için ulaşamıyoruz. Bunun için Lara’yı bu tarafa baktırın ve kancanızı atarak bonusa ulaşın. Biraz yürüdükten sonra demo girecek. Şimdi yuvarlak kayaların yanına gelerek üzerlerinde çıkan tuşa (Y) basın. Kayalar harekete geçecek ve alt taraftaki askerleri ezmiş olacak. Aşağı kaydıktan sonra diğer askerleri de vurun. Kayarak indiğiniz yerin karşısındaki aralıkta Bronz Bıçak Sembolünü (6) var. Eğimli alana çıkarak buradaki askeri vurun ve yerdeki düşürdüğü silahı alın. Alt kata inin ve köşedeki Bronz Bıçak Sembolünü (7) alın. Askeri vurduğunuz yere çıkın ve ipe atlayarak karşıya geçin. Aşağı kaydıktan sonra bir grup askerle karşılaşacaksınız. Sol taraftaki taş sütuna ateş edip parçalayın. Diğer askerleri de dikkatli bir şekilde öldürdükten sonra merdivenin solundan yukarı tırmanın. Dikkat edin merdivenin üzerinden değil sağ taraftaki taş bloklardan iki kat yukarı çıkın. Önü taşlarla kapatılmış olan oyuğa ateş edin ve Gümüş Bıçak Sembolünü (2) ulaşın. Merdivenden çıkınca demo girecek. Biraz ilerleyince önünüzdeki taşlara tekme atın. Zemindeki kapak açılacak ve alttaki tuzakları göreceksiniz. Yukarıdaki levhaya kanca atarak karşıya geçin. Sol tarafta kalan dar aralığa girerek Bronz Bıçak Sembolünü (8) alabilirsiniz.
Zincirler: Ortadaki zincire tırmanın ve diğer zincire atlayın. Zincirlerin üzerindeki engelleri geçeceksiniz. Tekrar ilk çıktığınız zincire gelin ve yan tarafta kalan açıklığa atlayın. Diğer taraftaki tek zincire tutunup aşağı inin. İlerleyin ve suyu görünce içine atlayın. Biraz dibe daldıktan sonra karşı tarafa yüzün ve yüzeye çıkın. Önünüzde çıkabileceğiniz bir taş alan olacak. Buraya çıkın ve köşedeki Bronz Bıçak Sembolünü (9) alın. Tekrar suya girin ve yerdeki parlayan zeminin yukarısından karaya çıkın.
Açılıp Kapanan Taş Sütunlar: Jaguar’ı öldürün ve ilerdeki açılıp kapanan taş sütunlara ulaşın. İyi bir zamanlama ile geçtikten sonra, diğer taraftaki sıralı iki tuzakla karşılaşacaksınız. Kafesi önünüzde olacak şekilde sütunlara doğru ittirin. Elinizden kafesi bırakmadan ilerleyin. Bu kafes sayesinde zarar görmeden geçeceksiniz.
Kafesli Bulmaca
Burada 3 tane kafes bulunuyor. Bulunduğumuz zeminde kare taş düğmeler var. Kafesleri buraya getirip, yerlerine koymamız gerekiyor. Ancak Knife Gold’u (Altın Bıçak Sembolü) bulmamız için bize iki kafes yetecek. Aşağıdaki jaguar’ı öldürdükten sonra, taş tahterevalliye gelin. Kafesi çekerek boşa çıkarın ve tahterevallinin ucuna yerleştirin. Odanın ortasındaki platforma gelin ve tahterevallinin yüksekte kalan ucuna atlayın. Kafesi yukarıya fırlatmış olacağız. Kafesin düştüğü yerdeki kare taş düğme boş kalsın. Diğer taraflara kafesleri yerleştirin. Boş kalan taş düğmeye Lara’yı getirin. Böylece kapı tam olarak açılmış olacak. Açılan taş kapının üzerinde Knife Gold var. Burayı çok dikkatli okumanızı istiyorum. İki kafesi de geri çekin. Ortadaki kafese dokunmayın ve diğer taraftaki kafesi yerine itin. Tahterevallinin karşısındaki düğmeye Lara’yı getirin. Kapı şimdi kapanmış olacak. Ortadaki kafesi yerine itin. Boş olan düğmenin üzerine gelin ve bir miktar bekleyin. Kapının yarım açılması lazım. Tam açarsanız ödüle ulaşamazsınız. Burada iki zincir bulunuyor. Zincirlerden birinin olduğu tarafta Bronz Bıçak Sembolünü (10) bulacaksınız. Diğer taraftaki zincire gelin ve tırmanarak gerideki çıkıntıya atlayın. Üst platforma geçtikten sonra zincire tutunup, karşıya geçin. Alt tabakadaki çıkıntıya inin ve çubuğa atlayarak, kapının olduğu yere gelin. Kapının sağında ve solunda tutunabileceğiniz oyuklar var. Herhangi bir taraftan iki kat yukarı çıkın ve kapının ortasındaki oyuğa tutunun. Yukarı çıkarak Knife Gold’u alabilirsiniz. Aşağı inince Lara’nın kapının diğer tarafındaki alana baktığını göreceksiniz. Açılan kapıya sırtınızı verdiğinizde, sol tarafta kalıyor. Köşeye gelip, çıkıntıya atlayın. Sağınıza ilerleyip yukarı çıkın. Zincir yardımı ile karşıya geçip Gümüş Bıçak Sembolü (3) sizindir. Kapıdan geçebilirsiniz. Demodan sonra ekranda çıkan tuşlara, doğru olarak basmanız gerekecek. Yola devam edin. Aşağıya sarkın ve sağa doğru ilerledikten sonra çıkıntılara tutunup aşağı inin. Duvarda bulunan itebileceğimiz bir kaya var. Göremediyseniz, dürbünle RAD moda geçin ve parlayan kayayı görün. Bu kayayı iterek yolu açın. Sağ tarafa ilerleyin ve Gümüş Bıçak Sembolü (4) alıp geri gelin.

Dikenli Dönen Direkler
Parlayan Direğin yanına gelin ve yukarı tarafındaki kola atlayın. Direk dönecek. Ortadakine ve daha sonra köşedekine atlayın. L şeklinde uzanan çıkıntıya atlayın ve sağa doğru yanaşıp diğer çıkıntıya tutunun. Hemen arkanızdaki direğin koluna atlayın. Gümüş Bıçak Sembolü (5) olduğu yer karşınıza gelecek. Bu bölmeye atlayın ve Gümüş sembolü aldıktan sonra tekrar baştaki parlayan direğe tutunun ve tek tek direkleri geçin. Çıkıntılar yardımı ile yukarı kata ulaşın. Asma köprüye gelince Demo ekranı girecek. Lara’nın annesi esrarengiz bir şekilde kayboluyor.
Helikopter: Lara’nın kontrolünü alınca, helikopter ateş etmeye başlayacak. Devamlı koşarak, mermilere yakalanmayın. Aradaki boşluklardan atlayarak geçtikten sonra, karaya çıkın. Buradaki askerleri öldürdüğünüz zaman bölüm bitecek.
2.BÖLÜM
PERU – Return to Paraiso
Maket korkulukta atış talimi yapabilirsiniz, ama zaten pek ihtiyacınız olmayacak. Futbol topuna da birkaç vuruş deneyin. Oyuna başladığınız yerden sağdaki aralığa girin ve evin arka tarafına dolanın. Evin bitişiğindeki küçük çatıdan yukarıya tırmanın. Çatının köşesine gelince, karşıdaki lambalı direğe yüzünüz dönük olsun. Kancanızı lambaya atarak karşı çatıya geçin. Arka kısma bakınca yerdeki Bronz Heykel’i (1) (Statue Bronz) göreceksiniz. Zemine inip heykeli alın ve kutuyu tahta bölmeye doğru itin. Üzerine çıkarak sokağa gelin. Biraz ilerleyince sokağın meydanına geleceksiniz ve demo girecek. Anaya (Arkeolog) ile konuşurken askeri araç gelecek. Silahınızı çıkarın ve aracın kırmızı yakıt deposuna ateş edin. Etraftaki yakıt varillerine de ateş edip havaya uçurun. Askerlerin tümünü öldürünce Kilise merdivenlerinden yukarı çıkın. Kırık olan korkuluktan küçük tezgâhın üzerine atlayın. İki direği geçtikten sonra Bronz Heykel’i (2) alacaksınız. Ortada duran atlı adam heykelinin arka tarafına düşen yolu izleyin ve Bronz Heykel’i (3) alın. Bayrak direğine tırmanın ve balkona atlayın. Yanınızdaki kapıyı tekmeleyip açın. Bu odada Gümüş Heykel’i (1) olacak. Buradan çıkın ve balkonun köşesine gelin. Direğe kanca atıp, diğer balkona ulaşın. Buradaki öldürdüğünüz adamın Shotgun silahını alabilirsiniz. Kapıdan içeri girerken dikkatli olun, içeride sizi bekleyen bir adam var. Masanın üzerindeki bombaları aldıktan sonra diğer kapıdan dışarı çıkın.
Askerlerle Çatışma: Dışarıdaki çatıya çıkınca, sıkı bir çatışma sizi bekliyor. Yakın balkondaki askeri vurduktan sonra, yerdeki düşmanlara birkaç el bombası atın. Aşağı indiğinizde sabit kalmamaya dikkat edin. Düşmanlarda size bomba ile karşılık veriyor. Patlayan varilleri gözeterek, askerlerin işlerini çok çabuk bitirebilirsiniz. Sokakta ilerlemeye başlayın. Köşeyi dönünce askerlerin barikatı ile karşılaşacaksınız. Dikkatli olun. Barikatın arkasına araç gelince, elektrik direğinde bulunan küçük trafoya ateş edip patlatın. Barikatın kurulduğu fıçıların olduğu yerden, arka tarafa dolaşın ve Bronz Heykel’i (4) alın. Şimdi üzerinde sabit makinalı olan araca ulaşın ve makinalı ile diğer barikatı dağıtın. Askerleri öldürünce ilerleyin.
Motosikletli Bölüm
Motosikleti kullanmak çok zevkli. Keşke bölüm biraz daha uzun olsaydı. Yol boyunca motorize ekipler sizi rahat bırakmayacak. Eliniz sürekli tetikte olsun ve bol bol ateş edin. Yol üzerine kurulmuş tahta barikatlara ve yakıt varillerine ateş edin. Sağlığınız azalınca yolda bulunan Kırmızı Healt Pack’leri alın. Tahta köprüye ulaşınca rampalara sağlam girin. Biraz daha ilerleyince karşınıza araçlar çıkacak. Kasadan size doğru atılan engellere karşı dikkatli olun. İki araçla karşılaşınca soldaki aracın kasasına çıkın. Çok hoş bir demo izleyeceksiniz.
Young Lara (Genç Lara): Lara geçmişte Peru da, arkadaşları ile kazı çalışması yapıyor. Eski oyunlardan tanıdığımız kıyafet ile başlıyoruz. Eğilerek ön taraftaki boşluktan geçin. Kayarak aşağı inince biraz daha yürüyün. Yukarıda asılı boruya tırmanın ve karşıya geçin. Yol boyunca ilerlerken Amanda’ya yaklaşınca, kayalar yolumuzu kapatacak. Geri dönün ve sarkıt ve dikitlerin olduğu yerden devam edin. Yolu geren demir çubukları eğilerek geçin. Kutuyu sağ taraftaki düz mızrağın yakına getirin ve mızrak yardımı ile yukarı çıkın. Bronz Heykel’i (5) alıp, karşıdaki yarım daire şeklindeki alana atlayın. Sol taraftaki yere atlayın ve ilerleyin. Yuvarlak taşı yaylı tahtanın üzerinden çekin. Mızraklar böylece içeri girecek. Üstteki platforma çıkın ve ipe atlayarak tutunun. Konuştuğunuz adamın yukarısında kalan yere ulaşın. Aşağıya inince demoda izlediğimiz yaratık, Kent isimli adamı öldürecek. Bu yaratık Lara’nın peşine düşünce kontrolü ele alıyoruz. Önünüzdeki engelleri zıplayarak geçin ve aşağıya atlayın. Peşinizdeki yaratık bir anda kaybolacak. Yuvarlak taşın olduğu yere çıkın ve aşağı düşürün. Bu taşı hareketli tahta zemine getirin. Tekrar taşı ittiğiniz platforma çıkın ve karşıya atlayın. Parmaklığın diğer tarafında Amanda ile konuşurken, yaratığın geldiğini gören Amanda kaçacak. İpe atlayarak karşıya geçin ve Bronz Heykel’i (6) alın. Yolu takip edin ve yukarıdaki boruya tutunup, karşı tarafa geçin. Amanda ile tekrar karşılaşacağız. Amanda yaratık tam Lara’nın üzerine gelmek üzereyken taşı çekmeyi başaracak. Böylece yaratık kayboluyor ama yeni bir sorunla karşılaşıyoruz. Yer sarsıntısı başlayınca ikili kaçmaya başlıyor. Arkada kalan Amanda ayağına taşların arasında sıktırarak takılı kalıyor. O’nu kurtarmaya çalışan Lara başarılı olamıyor ve Amanda suyun içinde kayaların altında kalıyor.
Şimdiki Zaman: Lara Anaya ile konuştuktan sonra, tünele inen geçidin kapandığını görüyoruz. Karşı taraftaki tahta kutulara dikkat edin. Gözlüğünüzle RAD moda geçtiğinizde, bu kutulardan birinin parladığını göreceksiniz. Ateş edip kırarak kutunun içindeki Bronz Heykel’i (7) alın. Biraz ileride kırılmış olan tahta kulübenin işinde Bronz Heykel’i (8) bulacaksınız. Suyun içine atlayın ve dibe doğru dalın. Birkaç kez nefes almak için çıkmanız gerekecek.
Dört Mavi Taşlı Bulmaca
Dört tane mavi taşın olduğu yere gelince, iyi bir zamanlama ile nefes almadan bu taşları geriye çekmeniz lazım. Böylece sular boşalacak ve Amanda’nın ayakkabısını bulacaksınız. Bu da Amanda’nın yaşama ihtimalini kuvvetlendiriyor. Etrafı çevreleyin bölmelerin birinde Gümüş Heykel’i (2) bulacaksınız. Kırık olan taş geçitten içeri girin. Lara, duvardaki tabletin üzerindeki yazıları okumaya başlayacak. Bu tabletin arka tarafına dolanın ve sol tarafta kalan çıkıntılara tutunarak, geriye atlayın. Kancanızı kullanarak karşıya ulaşın. Suların aktığı platforma çıkın ve kancanızı yukarıdaki taş levhaya atarak, karşı alana atlayın. Demoda Lara Taşların üzerinde ilerlerken, bu taşlar tek tek kırılmaya başlayacak. Kontrol size geçince ekrandaki tuşlara doğru sıra ile basacaksınız.
Köpek Heykelinin Olduğu Alan
Sol taraftaki taş sütuna kancanızı atıp çekince, sütun kırılacak ve üzerindeki yuvarlak taş yere düşecek. Bu taşı alın ve köpek heykelinin sağ tarafında kalan zemine yerleştirin. Açılan büyük heykelin sol tarafındaki merdivenlerinden yukarı çıkın. Sağ tarafınıza atlayarak heykelin ortasına tutunun. Heykelin ışık gelen gözlerine tırmanın ve tekrar merdivene atlayın. Buradan en tepeye çıkabilirsiniz. Yuvarlak taşı aşağı düşürün. Aynı yerlere tutunarak inin. Yuvarlak taşları yerlerine götürdükten sonra, Köpek heykelinin tam karşısındaki alana tırmanın. Enerji kalkanı ile korunan heykelin olduğu yerde, kılıcın kırık parçasını bulacaksınız. Sağ tarafınızda bulunan çıkıntılardan tırmanarak yukarıya çıkın. Karşınızda bulunan heykelin merdivenine atlayın ve yukarıya tırmanın. Küçük platforma gelin ve çıkıntıya tutunarak solunuza doğru ilerleyin. Alttaki çıkıntıları tutarak inin. İpe atlamadan önce, hemen sol tarafınızda bulunan duvarı, dürbününüzün RAD modu ile tarayın. Yanıp sönen kırık platformun üst tarafına ulaşmamız gerekecek. İpe atlayın ve belirtilen yere doğru Lara’yı çevirin. İpin bir miktar yukarısına tırmanın ve atlayın. Oyuğu tutunca yukarı çıkın. Devamlı sola ilerleyin. Aradaki boşluktan yan çıkıntıya atlayın. Açık olan geçitten içeri girin. Yukarı tarafta Yuvarlak taşı göreceksiniz. Bu taşı aşağıya ittirin. Taş duvarı yıkıp aşağı düşecek. Böylece köpeğin olduğu sütun yukarıya kalkacak ve hemen altında Altın Heykeli alacaksınız. Aynı yolları takip ederek ipe geldiğinizde düz olan taş platforma atlayın. Diğer platforma atlayınca askerleri göreceksiniz. Dört tane mavi taşı çektiğimiz odaya gelin ve suyun aktığı taraftaki asılı ipe tırmanın. Yukarı atlayınca merdiveni bulun ve yukarı tırmanın. Sol taraftaki taş blokları da tırmanarak aşınca askeri vurun. İpe tutunarak yukarı çıkınca askerlerle çatışmaya gireceğiz ve bölüm bitecek.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Drakensang: The Dark Eye (PC)

Almanlardan güzel bir hediye


Geçtiğimiz sene Almanya da çıkan ve en iyi RPG unvanını alan Drakensang: The Dark Eye, sonunda İngilizce olarak hazırlandı ve piyasaya sürüldü. Yapım Ulrich Kiesow tarafından yaratılan Alman RPG si The Dark Eye dünyasında geçiyor. Oyuna girdiğimizde klasik olarak karakter yaratma ekranı karşımıza geliyor. Karakter yaratırken Dwarf, Elf, Middenrealmian, Tulamide ve Thorwalian ırkları var. Tabii ki bu ırklar amazon, savaşçı, korsan veya büyücü gibi farklı sınıflara sahip. Karakterimizi yaratıp, oyun dünyasına giriş yapıyoruz ve maceramız başlıyor.
Drakensang: The Dark Eye
Farklı bir evren

Drakensang içinde tek başınıza dolanacağınızı sanmayın, çünkü oyun parti tabanlı. Zaten yapıma başladıktan kısa bir süre sonra hemen başka bir karakter size katılıyor. Karşılaştığımız farklı karakterleri partimize alabiliyoruz. Bazen tek görev gereği katılanlar da olabiliyor. Partinin avantajıyla ana karakterin eksik kısımlarını telafi edebiliriz. Yapımın combat sistemi The Dark Eye kuralları üstüne kurulu, dövüşlerde oyunu dondurup, hedefe nasıl ve neyle saldıracağımızı belirleyebiliriz. Yaptığımız doğru taktik, hedefe karşı kullandığımız saldırı ve silahlar önemli etkenler. İlk başta yaşanan savaşlar kolay, ancak yapımda ilerledikçe savaşlar da zorlaşıyor. Bu yüzden taktiğinizi iyi yapmalısınız. Eğer karakterleri kendi başına bırakırsanız, sonuç pekiyi olmuyor.

"-Büyü yaptık, ters işledi ben kaskatı kaldım. Anam kılıcı da çıkardı, birazdan saplayacak bir taraftan, ama hangi taraftan?"
Büyü, yetenekler ve özel yeteneklere sahibiz. Mesela combat yeteneklerinde kullandığımız silahlar üstüne yoğunlaşabiliyoruz. Özel yeteneklerimiz sayesinde karakterimiz daha da gelişiyor. Örnek olarak bir Ranger; defansif, yakın dövüş ve uzun menzilde etki eden özel yeteneklere sahip. Drakensang ta 40 tan fazla büyü, 30 dan fazla yetenek ve 40 civarında özel yetenek bulunuyor. Artı olarak tuzakları etkisiz hale getirmek, hırsızlık yapmak, ok yapmak için Bowyer, kilitleri açmak için Pick Lock, Blacksmith, Alchemy gibi farklı yeteneklerimiz de var. Mesela Bowyer la ok yapabiliriz. Karakterimizle biri üstünde iyice ustalaşabiliyoruz.

Yapımda ana görevimiz ve farklı yan görevler yer alıyor. İlk başlarda hırsızları kovalamak, kayıp birilerini bulmak gibi basit görevlere çıkıyoruz. Klişe görevlerimiz olduğu gibi, bazen birbirine zincirleme bağlanan ve değişik şekilde sonlanan farklı görevlere de çıkabiliyoruz. Drakensang ta birçok NPC le bolca muhabbetimiz var. Diyalogları farklı seçeneklerle başka sonuçlara bağlayabiliriz. Diyaloglar demişken, ne yazık ki oyundaki seslendirmeler biraz kötü yapılmış. Bazen ezbere kağıttan okunmuş gibi konuşan NPC lere rastlarsanız şaşırmayın. Oyun genel olarak temiz görsellere sahip. Vasatın üstündeki grafikler ve tasarımlar iyi duruyor. Ancak bazı grafiksel hatalar da yok değil.

"-Sizlere önemli bir görev veriyorum, gelirken iki ekmek, bir süt alın. He birde eve uğrayın, temiz giysi getirin bana."
Sonuç

Ferdok şehri ve çevresinde gelişen Drakensang iyi bir oyun. Bazı eksikliklere sahip olmasına karşın, yine de sürükleyici olabiliyor. Yapımcılar Drakensang: The River of Time adında yeni projelerini de duyurdu. Eğer Drakensang: The Dark Eye hoşunuza gittiyse, yeni macera için beklemek zorundasınız, çünkü 2010 da yayınlanacak. Görevlere dalıp, Ferdok şehrindeki evinizi unutmayın. İçini biraz dayayıp, döşeyin.

16 Mayıs 2010 Pazar

Death Track: Resurrection (PC)

SİSTEM
2 GHz işlemci, 512 MB RAM, 1 GB boş disk alanı, 128 MB GeForce 6600 veya ATI 9700 ekran kartı
Death Track: Resurrection
Neden geldim İstanbul'a?

Geçtiğimiz yıl vizyona giren Death Race isimli filmde, özgürlüklerine kavuşmak için mahkumlar birbirleriyle savaşmak zorunda kalıyordu. Her biri çeşitli silahlarla çevrili araçları kullanarak birbirlerini öldürmeye çalışmalarını izlemiştik. Sky Fallen firması Deat Track Resurrection da, bu temaya benzer bir konuyu uyguluyor. 

Günümüzden yıllar sonraki bir dönemde, dünya şimdi olduğundan çok daha kötü bir hal almıştır. Yaşanılası mekanlar azalmış, elde kalanlar da büyük tahribatlara uğramıştır. Arka planda patlamaların, yıkımların eksik olmadığı yarış alanlarında, rakiplerimizi sadece geçmek için değil, ayrıca onları yok etmek için mücadele etmemiz gerekiyor. Yapımda, kariyer, turnuva ve drag modları mevcut. New York, Paris, Londra ve Vatikan gibi şehirlerde yarışabiliyoruz. Hatta İstanbul bile var! Şehir, yani üzerinde yarıştığımız bölgelerin tasarımlarının, gerçekleriyle bir alakası yok. Farklı ve yaşam belirtisinden yoksun olarak tasfir edilmiş. Oyuna başlarken, yapımda İstanbul un da olduğunu öğrendiğimde, kafamda doğal olarak ayrı bir merak uyandırmıştı. Yarışları hızlıca bitirip bir an önce İstanbul a ayak basmak ve buradaki kaotik ortamı görmek için sabırsızlanmıştım. Bölümün başlangıç tanıtımında yer alan boğaz köprüsünden geçemiyoruz, sadece görmekle yetiniyoruz. Üstelik, bildiğimiz boğaz köprüsü bu değil. Etrafta yıkık köprüler ve camilerden başka bir yapı da olmadığı için, denilebilir ki İstanbul, maalesef oyunda sadece bir isim olarak yer alıyor.

"Death Track: Resurrection'daki pistler içinde, İstanbul post-apokaliptik haliyle yer alıyor." 
Hız ihtiyacı

Her bölümde yer alan, yıkılabilir bölgeler, rampalar ve ekstra yollar sayesinde tansiyonu yüksek mücadelelere tanık oluyoruz. Her araç, önünde yer alan araca ateş ediyor, önünü kesebileceği barikatlar hazırlıyor ve bagaj kısmından yola mayın bırakarak, arkasından gelen araçları yok etmeyi planlıyor. Tabii ki biz de yapabiliyoruz. Patlayan araçlar, kısa süre sonra yarışa geri dönüyor. Yol üzerinden alabileceğimiz cephane, sağlık ve hız gibi logolar sayesinde, aracımızın hasarını onarabiliyor, boşalan silahlarımızı doldurabiliyor ve biten nos seviyemizi tekrar yükseltebiliyoruz. Yarışlarda elde edeceğimiz başarılar, sonrasında aracımızda modifiye yapabilmemize, yeni silah entegre edebilmemize imkan tanıyor.

 "Oyun içi grafikler genel olarak bekleneni veremiyor." 
Son virajlar

Senaryo modunu bir kenara bırakıp turnuva moduna geçtiğimizde, bizi 3 başlık karşılıyor; Asya, Avrupa ve Amerika turnuvaları. Her başlık altında, o coğrafyalara ait şehirler yer alıyor (Senaryo modundaki haritalarla aynı). Drag modunda ise, NFS de yapığımız gibi, hızlı vites atarak yarışı kazanmaya çalışıyoruz. Yapımın galeri başlığında da, oyunda yer alan bölümlere ait sanat tasarımları yer alıyor.

Death Track, kendisine eğlence anlamında bakıldığında başarılı bir yapım. Teknik anlamda ise, grafiksel olarak pek parlak şeyler söylenemez. Oynanış esnasında yaşanan çarpışmalar ve birkaç efekt, göze hoş geliyor. Mücadele anları, arka planda eklenen hareketli müziklerle daha eğlenceli bir kıvama getirilmiş. Eğer yeni bir yarış deneyimi yaşamak istiyorsanız, Death Track i deneyebilirsiniz ama yüksek beklentileriniz olmasın.

14 Mayıs 2010 Cuma

Zeno Clash

zeno clash ekran görüntüsü
İnanır mısınız bilemiyorum ama büyük bütçeli ve içleri boş olan oyunlardan artık çok ama çok sıkılmaya başladım. Büyük firmaların yeni bir oyun yapsak tutmaz korkusuyla eski ve adı bilinen oyunlarının yanlarına rakamlar ekleyerek her sene yeni bir oyunmuş gibi piyasaya sürmelerinden de açıkçası bana fenalık geldi. Sanırım artık yaşlanıyorum veya eskiye özlem duyuyorum. Eskiden piyasaya sürülen oyunlarda para hesabı kesinlikle olmazdı ve yapımcılar oyunlarında yenilikler yapmaktan hiç çekinmezdi. Bunun sonucunda ise ortaya şimdi bile oynanabilecek derecede eğlenceli, bağımlılık yapıcı oyunlar çıkardı. Sanırım bu isteklerim ve özlemlerim artık hiçbir büyük oyun firması tarafından bana verilemeyecek, ancak ortada gittikçe büyüyen bağımsız oyun sektörü bulunuyor. Hatta bu sektör artık dijital oyun satım sitelerinin katkılarıyla büyük oyun firmalarına bile kafa tutacak seviyeye geldi. Neyse lafı fazla uzattım ama oyun sektörü ile alakalı şikayetlerimi de bu yazı altında belirtmiş oldum. Şimdi Zeno Clash'i sizlere tanıtma zamanım geldi de geçiyor.

Father-Mother'ı hem anneniz hem de babanız kadar sevin!

Zeno Clash, Şili'de üç kardeş tarafından kurulan ACE Team (Andres Bordeu, Carlos Bordeu, Edmundo Bordeu adlı kardeşler isimlerinin baş harfleri ile ACE ismini oluşturmuşlar) adlı küçük ama yaptıkları işi iyi bilen bir firmanın ilk oyunu. Zeno Clash'i kısaca birinci şahıs kamerasından oynanan bir dövüş oyunu olarak tanımlayabiliriz. Zenozoik adı verilen fantastik bir dünyada geçen oyunda kardeşleri tarafından öldürülmek istenen Ghat isimli bir karakteri canlandırıyoruz. Hikaye boyunca yanımızda güzeller güzeli Ghat'in arkadaşı (ve sevgilisi desek daha doğru olur sanırım) Deadra bizlere eşlik ediyor. Ghat'in kardeşlerinden kaçmaya çalışıyor ve dünyanın sonu dahil birçok farklı mekanı ziyaret ediyoruz. Tabii bu süre zarfında hikaye açısından birçok şey değişiyor ve gelişmeler yaşanıyor, ancak bunları sizlere aktarmak istemiyorum çünkü zaten kısa bir oynanış süresine sahip olan bir oyunun zevkini kaçırmak istemem. O yüzden oynayın ve görün.

Oyun boyunca birçok karakterle dövüşme fırsatını yakalıyorsunuz. Zeno Clash'in en büyük yeniliği birinci şahıs kamerasından oynanan dövüş sistemi. Dövüşlere başlamadan önce ekrana aynı dövüş oyunlarında olduğu gibi karakterlerin resimleri geliyor ve kimlerle karşılaşacağınızı görüyorsunuz. Oyunda dövüşmek oldukça kolay, "E" tuşuna basıyorsunuz ve düşmana kilitleniyorsunuz daha sonrasında ise farenin tuşları yardımıyla düşmanlarınızı pataklıyorsunuz. Tabii birçok değişik dövüş tekniği de bulunuyor, bunları oyunda zaman geçtikçe öğreniyorsunuz. Dövüş sistemini karşılaştırabileceğim bir oyun var o da Dark Messiah of Might and Magic. Gerçi tam olarak benzemiyorlar ama kısaca şunu söyleyebilirim, Zeno Clash'in dövüş sistemi şu ana kadar bir FPS oyununda gördüğüm en iyi sistem. Bir kere vuruş hissi çok güzel yansıtılmış, yumruk atınca gerçekten de yumruğunuzun karşıdaki düşmana çarptığını hissedebiliyorsunuz, açıkçası bunu ne kadar anlatsam tam olarak anlatamam, denemeniz ve yaşamanız lazım. Oyun boyunca sadece dövüş yapmakla da kalmıyorsunuz, oyunda birbirinden ilginç silahlar da bulunuyor. Balık tabancası (evet, tabanca balıktan imal edilmiş), kurukafa bombası, iskelet kılıcı ve daha birçok birbirinden ilginç silah. Tabii ki de şunu unutmamak lazım bu oyun saf bir FPS oyunu değil, o yüzden silahlarınıza pek güvenmeyin. Zeno Clash'i bitirdiğinizde ana menüde "Tower Challanges" adlı kısım açılıyor. Bu bölümde 5 adet bölüm bulunuyor ve birbiri ardına gelen düşmanlara karşı savaşıyorsunuz. En kısa zamanda ve en az hasarla bu bölümleri bitirmeye çalışıyorsunuz, yaptığınız zamanı arkadaşlarınızla ve üye olduğunuz gruplardaki insanlarla karşılaştırabiliyorsunuz.
Hayal gücünün gerçek gücünü yansıtan mekanlar, tam bir görsel şölen!

Zeno Clash, Valve'nin yetenekli Source motoru kullanılarak geliştirilmiş. Ancak oyuna baktığınızda Source motorunun ne kadar geliştirildiğini ve diğer Source motoru kullanılarak hazırlanmış oyunlara benzemediğini rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Bir kere oyunun mekanları tam bir görsel şölen niteliğinde, hiçbir mekan birbirine benzemiyor ve hepsi de hayal gücünün nelere kadir olabileceğini kanıtlar şekilde hazırlanmış (daha önce American McGee's Alice'de böyle mekanlar görmüştük). Zaman zaman oyunda durup Windows'a duvar kağıdı yapmak için ekran görüntüsü aldığımı da belirtmek istiyorum. Karakter modellemeleri de oldukça başarılı ve yine oyunda sıradışı (fil adam, tavuk bacaklı insanlar, koyun tipli tavşanlar vb.) birçok karakter bulunuyor, ancak bazı hikaye dışı karakterler özensiz hazırlanmışlar ama tabii firmanın küçük ve bağımsız olduğunu varsayarsak bunları önemsememiz gerekir. Oyunun Source grafik motoru kullandığı için fazla sistem istemediğini de söylemek isterim. O yüzden eski bir bilgisayarınız varsa bile bu oyunu oynayabilirsiniz.

Müzikler ve ses efektlerini de beğendiğimi söyleyebilirim. Hatta vuruş efekti oldukça başarılı yapılmış, eski karate filmlerindeki efektlere oldukça benziyor ve düşmana vurunca yüksek bir haz alıyorsunuz. Müzikler yine oyuna yakışır derecede hazırlanmış, mekanlara ve olaylara göre değişiyor. Karakterlerine seslendirmeleri ise zaman zaman kötü olsa da yine de bağımsız bir oyuna göre oldukça güzel, seslendirmelerin çoğunu yine ACE Team'in kurucusu ve oyunun yapımcıları üç kardeş yapmışlar. O yüzden yine eksi bir puan vermekten kaçınıyorum.

Balık tabancalarınızı hazırlayın, Ghat ve Deadra geliyor!

Oyunu bu kadar övdün peki bu oyunun hiç mi eksi yönü yok diyeceksinizdir. Evet, var. Bunları sona saklamak istedim çünkü oyunun güzel yönleri o kadar fazla ki eksi yönlerini görmezden gelebiliyorsunuz. En başta Zeno Clash çok kısa ve çizgisel bir oyun, çoklu oyuncu desteği de bulunmuyor, eğer hiçbir yeri incelemeden dümdüz ilerleyerek giderseniz oyunu yaklaşık iki buçuk saat içerisinde bitirebilirsiniz. Ayrıca oyun Source motorunun tüm gücünü kullanmasına rağmen herhangi bir interaktif ortam sağlamıyor, hiçbir nesneyle etkileşime geçemiyorsunuz. Dövüş sisteminde de zaman zaman sorunlar yaşanabiliyor, birden fazla düşmanla dövüştüğünüzde düşmanlara kilitlenmek zorlaşıyor ve dövüş sırasında sağlığınız azaldığında meyve yeme (evet, meyve yiyerek sağlığınızı iyileştirebiliyorsunuz) tuşunun kilitlenme tuşu ile aynı olduğu için zorlanabiliyorsunuz. Bunların haricinde zaman zaman oyun çökebiliyor ve bilgisayarınız kilitlenebiliyor. Tabii ki bu hatalar çözülemeyecek sorunlar değiller ve ACE Team de bunları ilerki yamalarda düzeltmek için elinden geleni yapıyor. Hatta oyuna yeni eklentiler (Garry's Mod desteği, SDK ve yeni "Tower Challanges" bölümleri) bile hazırlamaya başladıklarını söyleyebilirim.
Oyun hakkında söyleyebileceklerim bunlarla sınırlı. Unutmadan oyunda 19 adet Steam ödülü (Steam Achievements) bulunduğunu da belirtmek istiyorum. Hatta bu ödüllerden bir tanesini açmak için ACE Team'in 1 Nisan şakası olarak hazırladığı Malstrums Mansion adlı macera oyununu bitirmeniz gerekiyor. Bu da benden bir ipucu olsun. Son olarak ACE Team'e teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Uzun zamandır bu kadar sıradışı ve eğlenceli bir oyun oynamamıştım. Verdiğiniz paranın her kuruşuna değen bir oyun olan Zeno Clash'ı herkese tavsiye ediyorum ve ACE Team'in yeni projelerini merakla bekliyorum. Zeno Clash'i Steam'den $19.99'a satın alabilirsiniz. Gelecek bağımsız oyunların olacak, bundan emin olabilirsiniz. Oyun oynayacağım diye kendi hayatınızı unutmayın. Herkese iyi oyunlar.

13 Mayıs 2010 Perşembe

Burnout Paradise: The Ultimate Box - İnceleme - PC

 Burnout Paradise

Yeter be kardeşim! Bıktım artık profesyonel sürüş isteyen, arabayı çarpmamak için üç buçuk attığımız oyunlardan diyorsanız elimde tam size göre bir oyun var. Tüm kuralları hiçe sayması bir kenara, tek yapmanız gereken gaza basmak ve havada uçuşan araba parçalarını seyretmek. Evet bu oyunda bitiş çizgisine ulaşana dek her şey mubah!

Kemerleri Bağlayın, Şehre İniyoruz



Burnout Paradise inceleme
Serinin son oyunu Burnout Paradise, geçtiğimiz yıl konsollar için piyasaya çıkmıştı ve büyük beğeni toplamıştı. Aradan geçen 10 aylık süre zarfında tüm yamalarını da içine alarak bir kez daha ekranlarımıza konuk oluyor (hoş gelmiş, sefa getirmiş). Ancak bu sefer tarihinde bir ilk yaparak, konsolların yanı sıra PC için de uyarlandı. PC'de Grid-Pure zincirinden sonra Burnout Pardise'yle birlikte güzel bir üçlü yakalıyoruz. Oyunu açtığımızda kısa süreliğine Paradise City'e göz atıyoruz ve devamında oyun bizden bir sürücü belgesi oluşturmamızı istiyor. Dilersek kendi resmimizi de koyabildiğimiz ehliyeti, D sınıfından başlamak suretiyle üst seviyelere yükseltmek oyunun temel amacı. Tabii ki bunu yaparken birçok yarışa imza atacağız. Yarışlara genellikle ekranın sağ köşesinde yer alan mini harita aracılığıyla ulaşıyoruz. Harita üzerinde farklı renklerde birçok nokta var ve bu noktalardan her biri farlı yarış tiplerini nitelendiriyor. Mavi renkteki noktalara gittiğimizde sizinle birlikte 8 arabanın kıran kırana yarıştığı yarış tipi mevcut. Bu yarış seçeneğinde amaç yarışı birinci olarak bitirmek. Haritaya şöyle bir baktığınızda mavi noktalardan ne kadar bol olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Kırmızı renkte ise Takedown adı verilen yarış tipi karşımıza çıkıyor. Bu yarış tipinde bize verilen süre zarfında rakiplerimizi yaptığımız küçük dokunuşlar ve sıkıştırmalarla yarış dışı bırakmaya çalışıyoruz. Açıkçası bu seçenek arabayı iyi kullananlar için çocuk oyuncağı niteliğinde. Çünkü rakiplere küçük ama hassas dokunuşlar yaptığınızda bir anda hurda yığınına dönüşüyorlar. Ayrıca rakipleriniz hasar aldıklarında ya da parçalandıklarında kamera aniden rakibinize yöneliyor ve ortaya oldukça hoş görüntüler çıkıyor. Zaman zaman abartıya kaçan videolar olsa da, genelinde hoşunuza gideceğini tahmin ediyorum.

Son olarak sarı renkte ise Takedown'un tam tersine sizi sıkıştırmaya çalışan rakiplerinize karşı en az hasar alarak bitiş çizgisine ulaşmaya çalışıyorsunuz. En az diyorum çünkü arabanın parçalanmasına gerek kalmadan çok fazla hasar aldığınızda otomatik olarak yarış dışı kalıyorsunuz. Bu üç yarış seçeneğinin de temel amacı tabii ki puan kazanmak. Kazandığımız dereceler sonucunda puan alıyoruz ve puanlar yeterli seviyeye ulaştığında garajda gözüken arabaları alabiliyorsunuz. Ancak bunun için haritadaki en yakın garaja gidiyorsunuz. Ama maalesef yapacaklarınız yine bitmiyor. Bu sefer de arabalar size hurda olarak geldiğinden tamirhaneye götürüp sıkı bir bakımdan geçirmeniz gerekiyor. Aksi halde yarışlarda istediğiniz performansı alamıyorsunuz. Aynı şey yarışlar için de geçerli. Arabanız hasar aldığında kesenin ağzını biraz açarak tamirhane de bakımını yaptırmanız gerekiyor. Ayrıca önceki oyunlardan farklı olarak arabaların yanı sıra motosiklette kullanabiliyoruz ve motosiklet için ayrı bir kariyer mevcut. Yeni bir sürücü ehliyeti yaratarak motosiklet için ayrı bir senaryo oluşuyor. Motosiklet kullanımı oldukça esnek ve başarılı hazırlanmış. Sürüş sırasında hiçbir sıkıntı çekmiyorsunuz. Ayrıca motosiklet üzerinde akrobatik hareketler yapabiliyor olmamız da hoş bir özellik.
Takedown yarışlarında rakiplerinize oldukça zorlu anlar yaşatabiliyorsunuz.


Burnout Paradise: The Ultimate Box'ın (BP: TUB) gerçekle hayal arasında gidip geliyor diyebiliriz. Çünkü oyunda birçok noktada gerçekçilik ön plandayken bazı noktalar oldukça basite kaçmış. Mesela rakiplerin kendi aralarında mücadele içine girmeleri ve bu mücadele sonunda araçlardan birinin yoldan çıkarak duvara toslaması ya da yarış esnasında rakiplerinize çok yaklaştığınızda önünüzü kapamaları bilgisayarla yarışıyorsunuz hissini bir nebze olsun unuttursa da, oyundaki araç kullanımı gerçekçiliği olumsuz yönde etkilemiş. Zira araç kullanımı oldukça basite indirgenmiş. Nitro'yla son hızda giderken bile rahatlıkla viraj alabiliyorsunuz. Oyunu uzunca bir süre oynamama rağmen virajları almada sıkıntı çektiğimi hiç hatırlamıyorum. Bu yüzden hem oynayış hem de oyun atmosferi çok fazla tökezliyor. Hal böyle olunca da tek kişilik senaryoda rakipleri geçmek fazlaca kolay bir hal alıyor. Ayrıca unutmadan şunu da belirteyim, arabaların içerisinde sürücünün olmayışı da gerçekçiliği büyük ölçüde zedeliyor.

Oyunun eksi yönleri bunlarla da bitmiyor. Menü sistemi çok karmaşık ve amatörce hazırlanmış. Ek ayarlar için bir menünün yer almayışı bir kenara mevcut özellikleri bulmak için bile çile çekiyoruz. Hatta ilk oynadığımda oyundan çıkmak tam 10 dakikamı almıştı. Bu kadar az seçenek varken, bu menü nasıl bu kadar karmaşık bir hale getiriliyor, açıkçası anlamak çok zor. Menüde F1 ve F2 tuşlarını kullanarak kariyer durumumuzu, ayarlar sekmesini ve arkadaş listemizi görebiliyoruz. Eğer A + Z kontrol sistemine alışamadıysanız, ayarlar sekmesinden kontrolleri değiştirebiliyorsunuz. İstatistikler de ise yapmanız gereken yarışları ve oyunun yüzde kaçını bitirdiğinizi görebiliyorsunuz.

Burnout Paradise: The Ultimate Box, başarılı hasar modellemeleriyle göz dolduruyor.

Oyunun eğlenceli modlarına baktığımızda Crash modu maalesef yok. Onun yerine Showtime adında temelde Crash moduna benzeyen ama oldukça farklı bir mod var. Bu moddaki amacımız arabalarla değişik hareketler yaparak puan kazanmak. Aynı zamanda çevredeki arabalara zarar vermek. Crash modunun yerini tutmasa da oldukça eğlenceli bir mod. Bunun yanı sıra parti seçeneğinde Stunt, Road Rage ve Marked Man olmak üzere üç farklı mod karşımıza çıkıyor. Stunt, bize verilen süre içerisinde, arabayla değişik manevralar yaparak istenilen puana ulaşmamıza dayalı bir mod. Bu mod içerisinde drift yapmak, tabela uçurmak gibi değişik hareketler mevcut. Road Rage'de ise puan toplayarak bir üst model araba almaya çalışıyoruz. Son olarak Marked Man modunda ise, rakipler gitmek istediğimiz noktaya ulaşmamamız için ellerinden geleni yani Takedown yapıyorlar. Amaç belli, verilen noktalara sağ salim dönmek. Ayrıca bu modlar için özel olarak hazırlanmış arabalar var. Stunt Cars adındaki arabaları sadece bu yarışlar için kullanıyoruz. Tabi ki diğer arabalara göre biraz daha elverişli haldeler.

Cennetten Bir Bahçe Görüyorum

BP: TUB'un oldukça büyük bir haritası mevcut. Böylece hareket alanımız oldukça genişletilmiş. Yani gidebileceğimiz noktalar sadece geniş caddelerden ibaret değil. Toprak yollarda ya da tren rayları üzerinde de araba kullanabiliyoruz. Bunun dışında Burnout'un özel rampalarından da çevreye serpiştirmişler. Yarış esnasında rampaları kullanmak size avantaj ve puan getiriyor.

Paradise City çevreye eklenen bol nesneyle canlı ve dolgun bir hale getirilmek istenmiş. Bu yüzden çevreyi sadece trafik lambalarıyla, evler oluşturmuyor. Çeşitli tamirhaneler ve iş merkezleri de şehirde yerini almış. Ancak tamirhane dışında diğer binalarla maalesef etkileşim kuramıyoruz. Ama yine de firma kısmen amacına ulaşmış. Paradise City gayet dolgun hazırlanmış. Ancak canlılıktan maalesef eser yok. Çünkü bu kadar geniş kapsamlı bir şehirde insan unsuru göz ardı edilmiş ve şehir çok sessiz bir yapıya bürünmüş. Aslında firmalar buna bir el atsalar iyi olacak. Böyle insan kendini çok yalnız hissediyor. Hem iki muhabbet edelim desek, adam bulmayacağız yahu. Her neyse, Burnout Paradise grafiksel anlamda bir yarış oyununa göre ortalamanın üzerinde hazırlanmış. Seçilen renk ve dokular gayet başarılı. Üstüne eklenen başarılı gölge ve ışıklandırmalar ile BP: TUB övülmeyi hak ediyor.

Ayrı Bir Dünya

Farkındaysanız oyunun tek kişilik bölümünü fazla met etmedim. Zira çok abartılacak bir yanı da yok. Tabii ki eğlencesi bol güzel bir oyun. Ancak araba kullanımındaki basitlik oyunu biraz monotonlaştırıyor. Zaten tam bu noktada devreye oyunun online kısmı giriyor ki apayrı bir tat. Öncelikle oyunda kullanılan tüm mod'lar online içinde geçerli. Ayrıca online için hazırlanan sistem oldukça kullanışlı hazırlanmış. En başta yarışlara girmek için beklemenize gerek kalmıyor. Menüdeki Friend seçeneğinden arkadaş ekleyebiliyor ya da oyuna davet edebiliyorsunuz. Oyuna girdikten sonra yarışçıların sayısı tamamlanana dek şehirde serbestçe dolaşma hakkımız var. Zaten Open World haritalarda da olması gereken bu. Tabii ki bu süre zarfında gezmek dışında yarışçılar birbirlerine Takedown yaparak puan kazanmaya çalışıyorlar. Bu noktada oyun oldukça keyifli bir hal alıyor. Daha doğrusu mücadelenin ve eğlencenin tanımını tam anlamıyla kavrıyoruz. Gerekli oyuncu sayısı tamamlandığındaysa devreye 8 kişilik yarışlar giriyor ve sürüşteki basitlik önemini yitiriyor, ortaya harika yarışlar çıkıyor. Açıkçası BP: TUB online imkanı olanlar için kaçırılmaz bir nimet. Aksi halde oyundan çabucak sıkılmanız çok olağan. Sonuç olarak başarılı online oynayışı ile BP: TUB "kaliteli oyun" unvanını sonuna dek hak ediyor.

Bir Kapıyı Kapatan EA, Diğerini Açıyor

Undercover hayal kırıklığından sonra ilaç gibi gelen Burnout Paradise: The Ultimate Box, eğlenceli oynanabilirliği, başarılı hasar modellemesi ve online özellikleri bakımından oynanmayı sonuna dek hak ediyor.
Sistem gereksinimleri
OS: Windows XP (SP2)/ Vista
* CPU: 2.8 GHz Pentium 4 or faster
* RAM: 1 GB RAM XP / 1.5 GB Vista, 2GB recommended
* Hard Drive: 4 GB of free space or more
* Video: DirectX 9.0c compatible with Shader Model 3.0. Video card must be 128MB or more and contain one of the following chipsets: NVIDIA 6600 or greater; Radeon X1300 or greater.
* Sound: DirectX 9.0c compatible
* Multiplayer requires one disc or digital copy per PC and a 512 Kb/s or faster connection.
* Internet or network (up to 8 players)

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Harry Potter and the Half-Blood Prince (PC)

Karanlık Lord'a karşı tüm Hogwarts büyücüleri Harry, Karanlık Lord un geri döndüğünü gören tek kişiydi. Başta Büyü Bakanı olmak üzere hemen herkes, karşısında yer aldı ve buna inanmak istemedi. Bu süreç boyunca Dumbledore, Harry i uzaktan izliyor ve olan biteni iyi analiz etmek istiyordu. Lord Voldermort ve müritlerini durdurmaya cesaret edebilen herkes, Zümrüdüanka Yoldaşlığı çatısı altında bir araya gelmiş, bunun bir benzerini de okulda oluşturmak isteyen Harry, Dumbledore un Ordusu isminde gizli bir grup kurmuştu. Bu sayede katılan herkes, kara büyüye karşı savunma sanatlarını öğrenebilecekti. Beklenen ilk savaşın ardından Harry, artık ailesinden geriye kalan son kişiyi de kaybetmişti ve Voldemord hala hayattaydı

Yüce büyücüler aşkına

Harry Potter (HP) serisi, hem kitapları hem de filmleriyle dünya çapında büyük ilgi görmeye devam ediyor. Son kitabın da piyasaya sürülmesiyle birlikte seriyi tamamlayan J.K. Rowling, Harry Potter ismini sürdürecek mi bilinmez, ama oyun ve film sektörü buna hayır demiyor. Serinin son kitabı olan Harry Potter ve Ölüm Yadigârları için Warner Bros, şimdiden 2 bölümlük bir film düşünüyor. Oyun haklarını elinde bulunduran EA ise, hem filmlerle aynı isimlerde hazırladığı oyunlarla hem de HP ismi altında hazırlanan diğer yapımlarla boy göstermeyi planlıyor.
"Tam da benzin bitecek zamanı buldu! Depoyu tamamen doldurmuştum, ama bu süpürge de çok yakıyor."
Aynı isimli filmden uyarlanan yapım, EA in Bright Light Stüdyosu tarafından geliştiriliyor. Normal çıkış takvimine göre geçtiğimiz yılın Kasım ayında, Melez Prens i oynuyor olacaktık. Filmin yapım şirketi Warner Bros, gösterim tarihini geçen sene Kasım dan, Temmuz 2009 a kaydırılınca, kaçınılmaz olarak da ertelenmiş oldu. Yine de bu uzun ertelemeye rağmen proje hakkında fazla bilgi verilmedi. En azından önceki Harry Potter oyunları kadar göz önünde olmadı.

Merlin in sakalı

Hogwarts taki 6. yılına girmek üzere olan Harry, artık hiç olmadığı kadar tehlikededir. Karanlık Lord un döndüğü görülmüş, fakat henüz nerede olduğu bilinmediği için endişe edilmektedir. Harry, Dumbledore un gözetiminde yeni büyüler, yeni yöntemler öğrenmektedir. Ayrıca kendisine bitki bilimlerini temel alan bir de kitap verilir. Kitabın yazarı, Melez Prens tir. Harry ve Dumbledore, sürekli bir uğraş içerisinde yer alarak Karanlık Lord u durdurmanın yollarını aramaktadır. Bu arada Melez Prens unvanlı kişi ise, hiç de yabancı biri değildir...

Yeni filmle aynı konuyu işleyecek yeni oyunumuz, önceki yapımlarda da olduğu gibi TPS bakış açısına sahip. Harry Potter ı kontrol ediyoruz ve yapım boyunca Ron ile Hermonie de bizimle birlikte yer alıyor. Hermonie, her zamanki en büyük yardımcımız konumunda yer alırken, bu kez Ron un daha da romantikleşen duygularına şahit olacağız. Her ne kadar hedefteki kişi Karanlık Lord olsa da, ilk amacımız Ölüm Yiyenler i durdurmak olacak. Bunun için de iyi bir eğitime ihtiyacımız var.
Karanlık Lord'a karşı tüm Hogwarts büyücüleri
Kimi zaman verilen görevleri yerine getirmemiz gerekirken, kimi zaman da güçlü düşmanlarla karşılaşacağız. Hogwarts ve çevresini saran tehlikenin boyutunu en aza indirmeliyiz. Kazandığımız bu zor mücadelelerin ardından, yeni büyüleri açabilecek ve daha güçlü saldırılarda bulunabileceğiz. Zaten standart olarak uçurma, dağıtma ve toplama gibi büyüleri yapabiliyoruz. Ayrıca Melez Prens te, iksir hazırlama, süpürge yarışları ve büyücü düellosu gibi modlar da bulunacak.

Önce tarif

Ekranda belirlenen yönergeleri izleyerek, doğru ve eksiksiz bir şekilde iksirler elde etmeliyiz. Bunun için uğraşırken ayrıca hızla akan zaman faktörünü de göz önünde bulundurmalıyız. Her büyücünün standart araçları, süpürge ve asasıdır. Yeni oyunda ikisini de fazlaca kullanacağız. Süpürge yarışları sayesinde, hız ve dengeyi en iyi oturtabilen galip gelecek. Büyücü düellosu ise, ilk olarak Sırlar Odası isimli filmde gördüğümüz heyecanlı ve yine en hızlı davrananın galip geleceği mücadelelere sahne olacak.
"-Vay abi çok güzel bir havai fişek gösterisi, tebrik ederim.
-Ne havai fişeği ya, büyü bu büyü!"
Oyunun en rahat oynanabileceği platform olarak şimdilik Wii görünüyor. PC de fare ile çoğu şeyi kontrol edebileceğiz, ancak Wii nin kendine özel kontrolleri sayesinde gerçek bir asa kullanıyormuş hissi yaratılmak isteniyor. Asamızı hem saldırı hem de savunma aracı olarak kullanabilecek, yeri geldiğinde bir el feneri işlevi kazandırarak karanlık ortamları aydınlatabileceğiz. Yapımcılar, karakter hareketleri üzerinde geliştirmeler yaparak, özellikle Harry nin daha seri hareket etmesini ve ona karşı yapılan saldırılardan kolayca kurtulmasını sağlamak istiyor. Her Harry Potter filminde gördüğümüz Quittich maçları da yeni yapımla geri dönüyor. Yine Harry i yöneteceğimiz Gryffindor takımı adına, şampiyonluk için mücadele vereceğiz.

Hogwarts çevre planlaması

Hogwarts ın iç ve dış tasarımı, Hogwarts ın yer aldığı geniş bir çevre ve karanlık orman, filme uygun bir şekilde tasarlanmış. Özellikle baş karakter çizimleri üzerinde duran yapımcılar, her serüvende biraz daha büyüyen kahramanlarımızı, oyundaki hikayeye uygun hale getirmişler. Grafiksel olarak büyük bir iddiası olduğunu söyleyemeyiz. Görünüşe göre bir önceki oyunda kullanılan grafik motorunun, geliştirilmiş bir versiyonu yapımda yer alıyor. Seslendirme kadrosu, filmin başrol oyuncularından oluşuyor. Şuan doğrulanan isimler ve seslendirecekleri karakterler şöyle; Tom Felton (Draco Malfoy), Rupert Grint (Ron Weasley), Evanna Lynch (Luna Lovegood), Bonnie Wright (Ginny Weasley). Müzikler konusunda da itinayla düşünen yetkililer, bu konuda filmden de yararlanacak. Ayrıca James Hannigan, müzik konusundaki en yetkili isim olarak kadroda yer alıyor. Hemen hemen tüm konsollar ve PC için geliştirilen Harry Potter and the Half Blood Prince, eğer bir aksilik olmazsa filmiyle birlikte Temmuz ayında sevenlerinin beğenisine sunulacak.

Medieval 2 total war türkçe yama

Medieval 2 Total War Türkçe Yama Kurulumu
1- Eğer oyununuzda spy videoları görünüyorsa Türkçe Yama ile oynarken de görebilmek için M2TW klasöründeki data/”fmv” klasörünü kriegerTR/data
içersine kesip yapıştırın.Çünkü 1.7gb boyutunda zaten kriegerTR ile oynıyacaksınız.kriegerTR’yi beğenmediğinz takdirde tekrar keserek eski yerine koyarsınız.
2- Sega/M2TW/”data” klasöründeki ”world” klasörünü kriegerTR/data içerisine kopyalayın. İsterseniz bunu da kesebilirsiniz fakat tryamasız girdiğinizde campaign e giremezsiniz.
3- kriegerTR.bat exe ile oyuna Türkçe yama ile girebilirsiniz.
Paketi indir
Kurulum Şifresi : Krieger-mertkoymen

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Grand Theft Auto 4 Hilesi

Daha önce San Andreas,Vice City hile kodlarını yayınlamıştık.Şimdi de serinin son oyunu olan Gta 4'ün hile kodunu paylaşayım.
Hileleri aktif hale getirmek için, Niko’nun cep telefonunu alın ve numara yazma kısmına gelin. Hilenin yanında bulunan numarayı yazın ve arayın, Niko telefonu kulağına götürdüğü ve sol üst köşede “Cheat Activated” yazdığı zaman hile aktifleşmiş olur.

Daha önce yazdığınız bir hileyi de telefonun menüsünden “Cheats” bölümüne gelerek seçebilirsiniz.

948-555-0100 – Dinlediğiniz şarkının adını öğrenmenizi sağlar.
938-555-0100 – Jetmax verir.
625-555-0150 – Sanchez verir.
625-555-0100 - NRG-900 verir.
486-555-0150 – Silah Takımı 1
486-555-0100 – Silah Takımı 2
482-555-0100 – Can + Zırh + Mermi verir. (Araba içinde numarayı arasanız aracı hasarsız hale getirir.)
468-555-0100 – Havayı değiştirir.
362-555-0100 – Zırh
359-555-0100 - Spawn an Annihiliator
267-555-0150 - Raise Wanted Level
267-555-0100 – Aranma seviyesini düşürür.
227-555-0175 - Comet verir.
227-555-0168 - SuperGT verir.
227-555-0147 - Turismo verir.
227-555-0142 - Cognoscenti verir.
227-555-0100 - FIB Buffalo verir.

4 Mayıs 2010 Salı

Starcraft 2'nin çıkış tarihi!

Blizzard resmen açıkladı! İşte milyonların heyecanla beklediği Starcraft 2'nin  çıkış tarihi..
Güney Kore'nin milli sporu olan, Türkiye de dahil olmak üzere bütün dünyada inanılmaz bir hayran kitlesine sahip olan Starcraft serisi, 2. oyunuyla bilgisayarları şenlendirmeye geliyor .
Starcraft II üç farklı oyun olacak çıkacağı daha önce açıklanmıştı. Bunlardan ilki olan ve senaryosu insan ırkı ile oynanan Wings of Liberty'nin resmi çıkış tarihi ise, resmi Blizzard basın açıklaması ile belli oldu.
Halen beta test süreci devam eden oyunun 27 Temmuz 2010 tarihinde perakende satışa çıkacak. Ancak bu tarih belirtildiği gibi perakende satış tarihi, geliştiricinin online satışları oyun çıkar çıkmaz açılacak.
Blizzard'ın kurucularından olan CEO'su Mike Morhaime "Beta testçileri sağolsun, geliştirmenin son aşamalarında büyük yol aldık. Böylece oyuncuları StarCraft 2 dünyasında ve Battle.net'te ağırlamamıza sadece birkaç ay kaldı" açıklamasında bulundu.

starcraft 2 ekran görüntüleri

2 Mayıs 2010 Pazar

FIFA 2011 ve PES 2011 Önemli Farklılıklarla Geliyor.

Ea Sports tarafından geliştirilen FIFA ve Konami tarafından geliştirilen PES bu sene de büyük bir çekişmeye hazırlanıyor. PES son yıllarda rakibi FIFA karşısında düşüşe geçmişti. Yayınlanan son rakamlara göre FIFA serisinin sonuncusu FIFA 2010‘ın 10 milyonu geçtiği açıklanmıştı.

Konami şirketi bu kötü gidişatı düzeltmek için bu sene büyük bir revizyona gidecek. Yapımcı Shingo “Seabass” Tabatsuka, PES 2011‘de çok önemli değişikliklerin olacağını söyledi. Bu farklılıkların başında yapay zeka ve oyuncuların hareketleri geliyor. Konami yeni seride oyuncu hareketlerinde büyük bir gelişmeye gitmeyi hedefliyor ve yapay zeka özelliğiyle birlikte oyuncuların kendilerini gerçek bir stad’ta maç ediyor gibi hissetmesini hedefliyor. EA Sports ile olan rekabetinde böylece bir adım öne geçmek istiyor.

PES serisinin Japon versiyonu olan Winning Eleven’ın %30′u tamamlanmış durumda. Tahminlere göre Kasım ya da Aralık ayında Japonya’da oyunun satışa sunulması bekleniyor. Avrupa’da ise hedef Ekim ayı olarak belirlenmiş durumda.

PES‘te durum böyleyken FIFA‘da ise farklı bir heyecan var. Oyun severlerin son yıllarda artık PC’den konsol’a kayması EASports yetkililerini de harekete geçirdi. FIFA 2011‘de Easports artık oyun kollarını bırakmayı hedefliyor. X-Box için geliştirilen Natal sayesinde aklınızın alabileceği her şeyi kol yardımı olmadan gerçekleştirebileceksiniz. Bu yeni teknolojinin şuan için hangi oyunlarda uygulanabileceği hakkında net bir bilgi olmamasına rağmen EA Sports yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre FIFA 2011 bu teknoloji’yi destekleyecek.

EA Sports bu yeni teknoloji ile birlikte rakibi Konami ve PES serisi karşısında büyük sıçrama yapmayı hedefliyor. İnsanların bir hayli hevesli şekilde beklediği bu teknoloji umarım bizleri hayal kırıklığına uğratmaz. Ekim ayı ya da en geç Kasım ayı geldiğinde ve oyun satışa sunulduğunda bunu hep birlikte göreceğiz.
Related Posts with Thumbnails

---


blog directoryMadeInTurkiye.Net | Toplist