Left 4 Dead - Oyun

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Left 4 Dead

left 4 dead
Günümüz oyun yapımcılarının oyunlarda online içeriğe ağırlık verdiği, su götürmez bir gerçek. Grafik, senaryo, oynanış çatışmalarının yanına artık online içeriğin de eklenmesi, diğer yapımcıların da bu noktaya yüklenmesine sebebiyet verdi. Haliyle, oyuncular da bu akımdan etkilendi ve oyunlar, tek kişilik senaryolarından ziyade online içeriklerine göre alınmaya başlandı. Hatta bir oyunun başarılı sayılması, online içeriğinin başarılı olması anlamına geldi çoğu oyuncu için. İşte bu akımın yeni bir üyesi var ve belli ki kendisine online camiada sağlam bir yer edinecek.
Valve’ın son bombası (?) Left 4 Dead (L4D), akıcı oynanışı ve online getirileri ile şimdiden çoğu oyuncunun gözdesi oldu bile. Dolup taşan sunucular, farklı ve eğlenceli online deneyimi, yenilikçi sistemi ve akıcı oynanışı bu durumun gölge ve gövdelerinden. Fakat, çoğu oyuncu için yılın online oyun olan L4D, gerçektende bu sıfatı ve oyunculardan aldığı yüksek puanları hak ediyor mu? Oyunun aksiyon ve online etkisinden biraz kopup, kameramızı biraz daha yukarı kaldıralım ve neler olup bitiyor, durumlar dışarıdan nasıl görünüyor bakalım. Valve’ın Source motoru ile hazırlanan L4D, aksiyon dozu yüksek bir video ile karşılıyor bizi. Video, başarılı grafik ve sahneleri ile oyuncuda oyuna dair büyük bir merak uyandırıyor. Öyle ki, o an videonun ortasından oyuna başlamak istiyorsunuz. Fakat zamane popülerliğinden (!) dolayı bizi online ağırlıklı bir yapım beklediği için, umudu çabuk kesip, online seçeneklerin ağırlıkta olduğu menüde göz gezdiriyoruz. Single player seçeneği tıkladığımızda, Valve’ın single player kısmını umursamadığını gösteren bir menüyle karşılaşıyoruz. Dört senaryo ve her senaryoda da beş kısım olmak üzere toplamda dört - beş saati geçmeyen bir oynanış sunan 20 bölümlük bir içerik sunulmuş. Yani L4D’ün senaryo bölümü, “gençler at koştursun” diye hazırlanmış. Bu durum, oyuncudaki oyuna bağlılık ve oynama hissini bir hayli düşürüyor çünkü en ufak sıkılma ve zorlukta, değil bir sonraki bölümü, direkt senaryoların final bölümlerini oynayabiliyorsunuz. Tek kişilik senaryo bölümündeki diğer seçenekler ise, klasik oyunlarda görebileceğimiz ‘zorluk’ ve ‘karakter seçimi’. Dört oynanabilir karakterin olması, oyuncuya farklı tecrübeler yaşatmıyor çünkü oyuncuların herhangi bir özel yeteneği ve özel durumu yok. Silahlarda dahi bir farklılık yok. Karakterlerin -olmayan- özel durumları üzerinde pek durmayıp, oyun içersindeki uyumluluklarına değinmek gerek hemen. Valve bu konuda iyi bir çıkarmış çünkü. Kendinizi o grubun içinde hissediyorsunuz fazlası ile. Grup içi yardımlaşmalar, konuşmalar arasına serpiştirilmiş espriler, oyuncuların birbirlerini kollaması gibi ihtiyaç da duyması yapıma başarı ile entegre edilmiş. L4D, tek başınıza bitirebileceğiniz bir oyun değil. Yüksek bir yerden düşerken son anda tutunup, gittikçe güç kaybederken grup arkadaşlarınızın sizi yukarı çekmesi, ağır bir saldırı sonucu yere düştüğünüzde sizi kaldırmak için kendilerini tehlikeye atmaları ve gerekirse sizi iyileştirmek uğruna kendi sağlık paketlerini feda etmeleri, baş zombiler (boss) tarafından ekarte edilmişken yardımınıza koşmaları, oyun içerisindeki grup hissini başarı ile yaratan ve daha önemlisi sizi oyuna bağlayan etkenlerden.
Oyundaki yeniliklerin (?) en önemlisi şüphesiz “yapay zeka yönetmeni”. Bu yönetmen sayesinde oyun kendini tekrar etmiyor ve zorluk bakımından abartılı noktalara ulaşmıyor. Eğer vasat bir oyun sergiliyorsanız, yönetmen üzerinize pek gitmiyor ve baş zombilerden ziyade basit ve az sayıda zombiyi üzerinize yollayıp, bol bol cephane yardımı yapıyor. Fakat başarılı bir oyun sergiliyorsanız, onlarca zombiyi hiç beklemediğiniz bir anda üzerinize salıp, baş zombilerle oyunun aksiyonunu üst noktalara çıkartıyor. “Ne kadar ekmek o kadar köfte”, “Nabza göre şerbet vermek” gibi deyimlerle desteklenebilecek olan yapay zeka yönetmeni, oyun dünyasında bir devrim olarak görülebilir. Oyuncuya göre değişen oyun içeriği, L4D’in en büyük artılarından bir tanesi.
Left 4 Dead, online içeriğiyle fazla ilgi gören bir yapım. Sistemi ile, hiç tanımadığınız oyuncularla grup çalışmasına itebiliyor sizi. Yapımın senaryosunu, internet üzerinden diğer oyuncularla oynayabiliyorsunuz. Ek olarak, yönetmenin belirlediği bir haritada, diğer oyuncularla belirtilen noktaya gitmek gibi seçeneklerde var. Senaryo dışında, “Play versus” modu ile, tekrar internet üzerinden oyuncular birbirleriyle kapışabiliyorlar. Bu mod, diğerlerine nazaran daha eğlenceli. “Survivers” ya da “zombies” takımlarından birine geçerek, ciddi anlamda eğlenceli tecrübeler yaşıyorsunuz. Zombilerden oynanabilir karakterler olarak dört baş zombi var ve oyun boyunca tüm bölümleri sırasıyla zombi ve survivor olarak oynuyorsunuz. Zombi tarafında oynarken hangi zombi olacağınıza yine yönetmen karar veriyor. Oynanabilir zombiler arasında boomer, hunter, smoker ve tank var. Kısaca özelliklerine değinecek olursak, boomer, oyuncuların üzerine kusarak, zombilerin hedefi olmasını sağlayıp, görüş açısını da engelliyor. Fakat tek mermi ile alt edilebildiği için, uzak mesafeden etkili olan bir zombi değil. Hunter, oyundaki en hızlı zombi. Yüksek ve uzun mesafelerden karakterlerin üzerine zıplayıp altına alarak, diğer bir survivor kurtarana dek kurbanını pençeleyerek öldüren bir zombi. Smoker, uzun dili ile karakterleri yakalayarak etkisiz hale getiriyor. Tank ise oyundaki en güçlü zombi olsa da, korkulacak derecede önemli bir zombi değil. Grup halinde akıllı davranırsanız, kolayca yenebileceğiniz bir zombi. Fakat yakın mesafede ve tek başınıza yakaladığınızda, fazla bir umudunuz yok demektir.
L4D, eğlenceli online içeriği ve senaryo modu ile, yoğun ve ağır geçen bir haftanın ardından stres atabileceğiniz, bunun dışında ekstra bir şey sunmayan, başarılı bir zombi avlama oyunu. Abartmak yanlış olur fakat 2008’in ses getiren oyunlarından biri olduğu da reddedilemez bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails

---


blog directoryMadeInTurkiye.Net | Toplist