Call of Juarez: Bound in Blood incelemesi - Oyun

9 Ağustos 2009 Pazar

Call of Juarez: Bound in Blood incelemesi

Vahşi Batı filmleri beyaz perdede bir döneme damgasını vurmuş, günümüzde eskisi kadar popüler olmasa da varlığını sürdüren bir türdür. Oyun dünyasında ise bu türün pek örneğine rastlamaktan söz edilemez. Türe ait bir kaç oyun gelmiştir ancak bunların çoğu da başarılı olmuşlardır. Örneğin Outlaws bir döneme damgasını vurmuştur. Vahşi Batı'nın Gta'sı dediğimiz Gun oyunu da başarısız sayılmazdı. Keza 2006 yılında çıkan Call Of Juarez oyunu da bu başarılı çizgiyi takip etmiştir. Ve yıllar sonra Call Of Juarez: Bound In Blood ile vahşi batı oyunları doruk noktasına ulaştı diyebiliriz.

YENİDEN VAHŞİ BATI’DAYIZ
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Call Of Juarez Bound In Blood Outlaws'dan sonra gelmiş en başarılı vahşi batı temalı oyun ve son zamanlarda çıkmış en iyi fps oyunudur. Ray ve Thomas iki kardeştir. Oyuna ilk başladığımızda bu iki kardeşin silahlarını birbirlerine doğrulttuklarını görüyoruz ve olaylar bir kaç yıl öncesine kadar uzanıyor. Üçüncü kardeş William olayların bu noktaya kadar nasıl geldiğini anlatmaya başlıyor. Bu iki kardeş Amerikada'ki iç savaş döneminde aile çiftliklerini korumak için savaşa katılırlar. Union Ordusu’nda görev yapan bu ikili ordunun Atlanta'ya geri çekilmesini reddeder ve ordudan ayrılırlar. Çünkü eğer ordu Atlanta'ya geri çekilirse aile çiftlikleri savunmasız kalacaktır. Union Ordusu’ndan evlerini korumak için, çiftliklerine gittiklerinde ise anneleri ölmüş, aile çiftliğini ise dağılmış bir halde bulurlar. Ray önderliğindeki bu 3 kardeş, aile çiftliklerini yeniden kurabilmek ve yeniden bir aile olabilmek amacıyla, Cortez'in Kayıp Hazinesi'ni bulmak için Meksika'nın yolunu tutarlar ve böylelikle McCalls kardeşlerin macerası başlar.

Oyunda her bölümde, Ray veya Thomas'dan birini seçerek mücadeleye başlıyoruz. Bu iki kardeşin de kendine ait özellikleri var ve bu özellikler doğrultusunda zaman zaman iki kardeşin yolları ayrılıyor. Böylece her iki karakterle de birbirinden farklı yerleri oynayabiliyorsunuz. Örneğin Thomas gençliğinin avantajıyla, bir yerlere tırmanabilirken Ray bunu yapamıyor. Buna karşın Ray dinamit kullanabiliyor ve Thomas'a kıyasla çok daha iyi silah kullanabiliyor. Thomas bıçak ve yay kullanabiliyor, yani anlayacağınız her iki karakterin de birbirinden üstün yönleri var. Bir yer patlatılacağı zaman Ray, bir yere tırmanılacağı zaman Thomas sahne alıyor. Ancak rahatlıkla söyleyebilirim ki gerçek başrol karakterimiz Ray. Ara videolarda hep o ön plana çıkıyor, en son kararları hep o veriyor, Thomas'a ise sadece verilen kararlara uymak kalıyor. Ayrıca silah kullanmada ki üstünlüğü de Ray'i bir adım öne çıkarıyor.

Eskiden Vahşi Batı erkeklerin bölgesi olarak bilinirmiş. Kimse kimseyi sırtından vurmaz teke tek, erkekçe düellolar yapılırmış. Vahşi Batı'nın bu delikanlı havası oyuna da yansımış. Genelde öldüreceğimiz son kişiyi, yani bu kişiye bölüm bossu da diyebiliriz, düello ile yeniyoruz. Düello görüş açısı çok iyi ayarlanmış. Elimiz, silahımız ve düşmanımız. Çan sesini duyduğumuzda ise silahını önceden çekip düşmanını vuran düelloyu kazanıyor. Eğer çan sesinden önce silahınızı çekmeye kalkarsanız, karakteriniz parmağıyla sizi uyarıyor. Dedik ya bu Vahşi Batının delikanlı havasına uygun bir oyun. Burada hilelere yer yok.

Oyunda çok farklı bir siper alma sistemi kullanılmış. Sadece siper alacağımız yere doğru ilerlememiz yetiyor, daha sonrasında mouse ile karakterimizin siper arkasındaki hareketlerini kontrol edebiliyoruz. Sistem her ne kadar yeni olsa da oldukça başarılı bir şekilde oyuna yansıtılmış ve oynanabilirliği oldukça katkısı oluyor.

BURALARIN EN HIZLISI KİM?
Bazı bölümlerde, gerçek görevimize başlamadan önce bizden biraz etrafta gezinmemiz isteniyor. Bizde ödül ilanlarından birini alıp, ödül avcılığı yapıyoruz. Oyundaki gerçek Vahşi Batı dünyası da bu tarz görevlerde meydana çıkıyor. Çünkü bu görevlerde, harita da özgürce dolaşabiliyoruz ve haritanın büyüklüğünü anlayabiliyoruz. Derin vadiler, harabeye dönmüş çiftlik evleri, birbiriyle mücadele eden haydutlar ve siviller...
Oyun tam anlamıyla Vahşi Batı havasını solumamızı sağlıyor. Tüm bunlara birde grafiklerin kalitesi eklenince, oyun görsel manada piyasadaki diğer birçok oyundan sıyrılıyor. Oyun grafik açısından şuan oyun dünyasının zirvesinde bulunan Crysis'e rakip olamayacak seviyede olsa da, oyundaki kaplamalar oldukça iyi, gölge efektleri de çok iyi tasarlanmış. Karakterlerin yüz ve mimikleri etkileyici. Grafiklerdeki tek hata ışık efektlerinde karşımıza çıkıyor. Işığın vurduğu yerler ilk anda aşırı parlak gözüküyor, ancak bir süre o yere durup baktığımızda olması gereken tona kavuşuyor. Birde siper aldığımızda karakterimizin silahları cisimlerin içine girmesi, görsellik olarak insanı rahatsız edebiliyor. Tüm bunların yanında bana kalırsa yangın efektlerine biraz daha ilgi gösterilebilirdi. Çünkü Ray ile sık sık bir yerleri, bir şeyleri patlatma gereği duyuyoruz ve oyunda bu kadar sık kullanılan bir yönün grafiksel olarak daha iyi olması gerekirdi.

Oyunda "Quick kill" tarzında bir sistemde mevcut. Sağ üst köşedeki 6 patlar göstergesi biz adam öldürdükçe doluyor. Ve tamamen dolduğunda "Z" tuşu ile bu özelliğimizi aktif hale getiriyoruz ve belli bir süreliğine zaman yavaşlıyor. Bu esnada çevredeki öldüreceğimiz adamları işaretliyoruz ve zamanın akışı normalliğini kazandığında işaretlediğimiz adamları karakterimiz otomatik olarak hızlıca öldürüyor. Tabi bu sistemin kullanılışı iki kardeşe de farklı bir şekilde yansıtılmış ve bu sistemde de Ray'in Thomas'a göre üstünlüğü söz konusu. Yalnız bu sistemin tek kötü yanı, göstergeniz dolar dolmaz 60'tan geriye doğru saymaya başlaması. Yani oyun size bu özelliğinizi kullanmak için 60 saniye veriyor. Eğer bu süre içerisinde bu özelliğinizi kullanmazsanız göstergenizi yeniden doldurmanız gerekiyor.

Bir oyunun atmosferini tamamlayan en önemli iki şey mekan tasarımları ve oyunun müzikleridir. Oyunun mekan tasarımlarının oyuncuyu tatmin etmeye yettiğini söylemiştim. Oyunun müzikleri ise, oyundaki Vahşi Batı havasına tamamen uygun seçilmiş müzikler. Aksiyon dozajının artması ile birlikte sizi daha da gaza getiren müzikler, duygusal anlarda ise size bir yandan Vahşi Batının kuraklığını diğer yandan umutsuzluğu harmanlayıp aşılamayı başarıyorlar. Bu yüzden müzik seçimi gerçekten başarılı diyebiliriz. Silah sesleri de oyunlardaki önemli bir diğer noktadır. Ve oyun doğrusu bu konuda da oldukça başarılı olduğunu bizlere gösteriyor. Her silahın birbirinden farklı ve değişik tonlardaki sesleri, piyasadaki diğer vasatın altı oyunlara (Damnation gibi) ders verir nitelikte olmuş. Ayrıca oyun boyunca iki kardeşin birbirleriyle olan dayanışmaları, sürtüşmeleri, üçüncü kardeş William'ın olaylar karşısındaki tepkileri kısacası her şey çok iyi kurgulanmış. Hikaye örgüsünden karakter tasarımına kadar oyun oldukça akıcı bir şekilde işliyor ve bizleri Vahşi Batıda ki McCalls kardeşlerin macerasına çok iyi adapte ediyor.

Oyunda düşmanlarımızı öldürdüğümüzde bazen onlardan para düşüyor ve bu paraları kendimize yeni silahlar almak için kullanıyoruz. Böylece düşmanlarımızı daha kolay bir şekilde öldürebiliyor ve de oyundaki kazandığımız paraların bir manası olmuş oluyor. Oyunun zorluk seviyeleri de iyi ayarlanmış. Eğer oyunu easy'de oynarsanız hiç zorlanmayacağınızı görürsünüz. Ancak normal ya da hard zorluk seviyesinde oynarsanız easy seviyesine göre daha da zorlanabilirsiniz. Size tavsiyem oyunu normal zorluk seviyesinde oynamanız böylece oyundan alacağınız tat da artacaktır. Seçtiğiniz zorluk seviyesine göre karakteriniz daha kolay ya da daha zor ölüyor. Eğer easy'de oynarken yoğun bir ateş altında kalırsanız bir yerlere saklanıp kurtulabilirsiniz. Ancak hard zorluk seviyesinde düşmanlarınız size bu fırsatı tanımıyor ve kaçma fırsatı bulamadan ölüyorsunuz. Oyunu otomatik save sisteminin yanı sıra, istediğimiz anda save yapabiliyoruz. Böylece öldüğümüz bir zaman, tekrar aynı yerleri geçmek zorunda kalmıyoruz ya da zorlu bir yeri geçtiğimizde hemen oyunu save yaparak kendimizi garantiye alıyoruz.

DÜELLONUN GALİBİ, COJ: BIB
Bildiğiniz gibi oyun piyasası yaz aylarında durgunlaşır. Call Of Juarez: Bound In Blood bu durgun zamanda vakit geçirmek için oynanabilecek en uygun oyunlardan biri. Gerek atmosferi gerek hikaye yapısıyla oyun piyasadaki rakiplerini geride bırakıyor. Eğer şuan oynayacak bir oyun arıyorsanız, Call Of Juarez: Bound In Blood'ı kesinlikle oynamanızı tavsiye ederim. Hatta oyunu önce Ray'le sonra da Thomas'la bitirin. Güzel oyunlu günler...

Oyunun videosu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails

---


blog directoryMadeInTurkiye.Net | Toplist